Yükleniyor...

Duodenal Switch

Biliopankreatik Diversiyon (BPD) tek başına yıllardır uygulanan bir obezite ameliyatıdır. Biliopankreatik Diversiyon (BPD) ilk olarak 1979 yılında İtalyan cerrah Dr. Scopinaro tarafından uygulanmıştır. O yıllara kadar en çok bilinen obezite ameliyatı Jejuno-İleal Bypass (JIB) idi. Ancak Jejuno-İleal Bypass (JIB) olan hastalar çok kuvvetle kilo vermelerine karşın, ölümcül karaciğer yetersizliğine varan organ hasarları ve ağır beslenme bozuklukları ile karşılaştıkları için ameliyat 1970 yıllarında uygulamadan kalkmıştı. Dr. Scopinaro işte bu güçlü ameliyatın olumlu etkilerini koruyacak ama olumsuz beslenme bozuklukları ve ölümcül organ hasarlarını ortadan kaldıracak bir ameliyat için uzun bir süre hayvanlarda ameliyatlar yapmıştı. 1979 yılında yaptığı ilk Biliopankreatik Diversiyon (BPD) ameliyatından bu yana sadece Dr. Scopinaro’nun hasta serisi bile 2500’ün üzerine çıkmış bulunmaktadır. 

Biliopankreatik Diversiyon (BPD) ameliyatının etkisi belirgin olarak emilim kısıtlaması oluşturmasına bağlıdır.

Biliopankreatik Diversiyon (BPD) ameliyatında midenin alt kısmı alınır. Kalan midenin hacmi 200-500 cc hacime kadar varabilir. Roux-en-Y Gastrik Bypass ile kıyaslandığında çok büyük bir mide bırakılır. Dolayısıyla Biliopankreatik Diversiyon (BPD) ameliyatı yapıldığında gayet doyurucu miktarda yemek yenebilir. Ameliyat asıl olarak bazı besinlerin emilmesini kısıtlayarak etkisini gösterir. 
 

Emilim Kısıtlanması (Malabsorpsiyon) Ne Demektir?

Alınan gıdaların hepsinin tam olarak vücuda alınamaması anlamına gelen emilim kısıtlaması, iki şekilde olur. Bunlardan ilki yağ ve karbonhidratların emilebilir hale gelmesini sağlayan pankreas enzimleri ve safranın, gıdayla karşılaşmasını engellemektir. Yemeklerle aldığımız karbonhidratlar ve yağlar çok küçük parçalara ayrılmadan ince bağırsaklardan emilemezler. Yağların ve karbonhidratların emilebilecek küçük parçalara ayrıştırılması ancak pankreas enzimleri ve safra ile olur. Biliopankreatik Diversiyon (BPD) ameliyatında bu salgıları taşıyan ince barsak kısmından, gıdaların geçişi engellenir. Alınan gıdalar ince bağırsağın alt kısımlarına doğrudan iletilir. Safra ve pankreas enzimleri ile ancak ince bağırsağın en son kısmında karşılaşırlar. Böylece parçalanamayan yağlar ve karbonhidratlar büyük oranda hiç emilime uğramadan ince bağırsağın son kısmına gelirler. Tam olarak parçalanıp emilmeleri ancak bu son yarım metrelik ince bağırsak bölümünde olur. Bu kadar kısa bir ince bağırsak bölümünden de hepsi emilemez. 

Emilimi azaltan ikinci yol ise gıdaların içinden geçtiği toplam ince bağırsak mesafesinin ortalama olarak yarı yarıya kısaltılmış olmasıdır. İnce bağırsakların iç yüzleri çok kıvrımlıdır. Bunun amacı içinden geçen sulu içeriğin tamamına yakınının emilmesini sağlamak için yüzey alanını genişletmektir. İnce bağırsakların yarısına yakın bölümünden gıdanın geçişinin engellenmesi, bu gıdaların içindeki yağları ve karbonhidratların tam olarak emilmesini engeller.
 

 

Biliopankreatik Diversiyon (BPD) ameliyatında her iki yol da kullanılır. Bu ikili emilim kısıtlayıcı etki sayesinde, çok güçlü kilo kaybı sağlanır. Biliopankreatik Diversiyon (BPD) aynı zamanda obeziteye bağlı ek hastalık ve sorunların düzelmesinde de çok etkilidir. Örneğin şeker hastalığı, kötü kolesterolde yükseklik yada hipertansiyon (yüksek tansiyon) gibi sorunlar %100’e varan oranlarda düzelir.
 

Duodenal Switch Nedir?

Midenin çıkışında pilor adı verilen bir kas sistemi bulunur. Pilor, mide içinde bulunan ve öğütülen gıdaların kontrollü olarak duodenuma, yani on iki parmak bağırsağına geçmesini sağlayan bir vana görevine sahiptir. Pilor kası ayrıca duodenuma açılan safra kanalı ve pankreas kanalından gelen sindirme yardımcı sıvıların mideye kaçmasını da engeller.

Biliopankreatik Diversiyon (BPD) ameliyatında pilor kası da midenin son kısmıyla beraber alınır. Pilor kasının olmaması nedeniyle dumping sendromu sıklıkla ve şiddetli olarak görülür. Ayrıca anastomozda ülser gelişimi, pilor kasının yokluğunda daha sıktır.

Duodenal Switch, pilor kasının korunması için midenin farklı şekilde küçültüldüğü ve ince bağırsağın mideden ve pilor kasından sonraki iki santimlik duodenuma bağlandığı bir başka çeşit Biliopankreatik Diversiyon (BPD) ameliyatıdır. Bu ikisine birlikte Biliopankreatik Diversiyon-Duodenal Switch (BPD/DS) adı verilir.
 

 


 

 

Biliopankreatik Diversiyon-Duodenal Switch (BPD/DS) Ameliyatının Farkı Nedir ?

Biliopankreatik Diversiyon-Duodenal Switch (BPD/DS) ameliyatında mide uzunlamasına kesilerek daraltılır. Aynen Laparoskopik Sleeve Gastrektomi gibi bir tüp mide oluşturulur. Ancak Duodenal Switch için yapılan mide tüpü, sleeve ameliyatındaki mide tüpünden çok daha genişdir. Ayrıca safra akımını taşıyan ince bağırsaklar son yarım metre yerine, son 100 cm de bağlanır. Böylece Biliopankreatik Diversiyon (BPD) ameliyatına göre daha küçük bir mide ve daha az emilim kısıtlaması uygulanmış olur. 
 

 

Biliopankreatik Diversiyon-Duodenal Switch (BPD/DS) ameliyatında mide hacmi biraz daha küçülmüş olsa da, Roux-en-Y Gastrik Bypass ve diğer obezite ameliyatları ile kıyaslanmayacak kadar büyük bir mide korunmuş olur. Hastalar neredeyse standart BPD ameliyatı kadar rahat yemek yiyebilirler. Biliopankreatik Diversiyon-Duodenal Switch (BPD/DS) ameliyatında safra akımıyla gıdanın karıştığı bağırsak uzunluğu standart BPD ameliyatına göre iki kat daha fazladır. Bu sayede Duodenal Switch ameliyatında daha az malabsorpsiyon olur. Yani emilim daha iyi olduğundan vitamin ve mineral eksikliği daha az olur. 

Duodenal switch ameliyatının en önemli farkı ise pilor kasının korunmuş olmasıdır. Pilor kasının korunması nedeniyle Dumping Sendromu çok az görülür. Dumping Sendromunun daha az görülmesi ameliyat sonrası yaşam konforunu arttırır. Fakat metabolik cerrahi ile uğraşan hekimlerin büyük çoğunluğu Dumping Sendromunu bir sorun olarak algılamaz. Çünkü Dumping Sendromu sayesinde hastalarımız aşırı kalorili ve yağlı yemeklerden uzak dururlar. Bu sayede kilo kayıpları daha iyi olur ve bunu çok daha iyi koruyabilirler. 

Pilor kasının korunmasının başka bir faydası daha vardır. Standart BPD ameliyatında ince bağırsak doğrudan mideye bağlanır. Bu nedenle ülserler daha sık görülür. Oysa Biliopankreatik Diversiyon-Duodenal Switch (BPD-DS) ameliyatında pilor korunurken, yaklaşık 2-3 cm kadar bir duodenum da korunur. Aşağıdan çekilen ince bağırsak işte bu korunan duodenuma bağlanır. Duodenum doğal yapısı gereği mideden gelen aside karşı ve karaciğerden gelen safraya karşı dirençli olduğundan, ülserleşme neredeyse hiç görülmez. 

Bir kısım cerrah, korununan bu kısa (2-3 cm) duodenum nedeniyle, Biliopankreatik Diversiyon-Duodenal Switch (BPD-DS) ameliyatından sonra demir ve kalsiyum emiliminin daha iyi olduğunu düşünmektedir. Ancak henüz bu etki ispatlanmamıştır. 

Her iki ameliyat ile de birçok merkez tarafından çok iyi sonuçlar bildirilmiştir. BPD ve BPD/DS ameliyatları diğer bypasslar ve hacim kısıtlayan tüm ameliyatlardan daha fazla kilo kaybı oluşturma gücüne sahiptirler. Ancak bu iki ameliyat aynı zamanda, diğer hiçbir ameliyatta görülmeyecek kadar ileri derece beslenme bozukluğuna da sıklıkla neden olmaktadırlar. Özellikle düzenli doktor kontrolüne gelmeyen hastalarda çok ağır beslenme bozuklukları ve bunlara ait ölümcül hastalıklar görülebilmektedir. 

Biliopankreatik Diversiyon-Duodenal Switch (BPD-DS) ameliyatı özellikle süper obez olan yani BMI (Body Mass Index yada Vücut Kitle İndeksi) 50 kg/m2 üzerinde olan kişilere önerilmektedir. Geçtiğimiz yıllarda çok donanımlı merkezlerde BMI 60 kg/m2 üzerinde olan hastalarda tek seansta yapılabildiği gösterilmiştir. Ancak son yıllarda artık süper obezlerde iki basamaklı uygulamalar hem anestezi süresinin kısalığı hem de ek hastalıkların oluşturduğu risklerin azaltılması amacıyla daha çok tercih edilen bir yöntem haline gelmiştir. Bu derece şişman olan hastalara Switch ameliyatının bir parçası olan Sleeve ameliyatı laparoskopik olarak ilk seansda hızlıca yapılmaktadır. Hasta 1 yıl sonra çok daha zayıflamış hale geldikten sonra tamamlayıcı olarak Biliopankreatik Diversiyon-Duodenal Switch (BPD-DS) ameliyatı uygulanmakta ve kalıcı etki elde edilmektedir.
 

Biliopankreatik Diversiyon-Duodenal Switch (BPD-DS): Avantajlar

• Roux-en-Y Gastrik Bypass, Sleeve yada Mide Bandına göre çok daha fazla yemek yenebilir.
• Yemek sonrası bulantı kusma çok daha azdır.
• Çok daha uzun yıllar boyunca kilo kaybı ve bununla ilişkili olumlu etkiler korunur.
• Diğer ameliyatlardan çok daha hızlı ve belirgin kilo kaybının elde edilir.
• Fazla kiloların % 74 kadarını ilk yılda eritir. 5 yıl sonra fazla kilolarda azalma oranı % 84’e kadar çıkmaktadır. Oysa Gastrik Bypass ameliyatından sonra ilk 5 yıl içinde verilen kiloların %35 kadarının geri alınabilmesi mümkündür.
• Etkilerini kaybetmeden yıllarca korur. Ancak bunun sağlıklı olarak sürdürülebilmesi için düzenli doktor takibinde olmak önemlidir.

Biliopankreatik Diversiyon-Duodenal Switch (BPD-DS): Riskler ve Dezavantajlar

- İshaller: Bütün malabsorptif ameliyatlarda (yani kısmi emilim bozukluğu yapan ameliyatlarda) ilk bir yıl içinde sık ve sulu dışkılama görülür. Bu etkiler ince bağırsakların yapısı zaman içinde farklılaşmaya başladıkça büyük oranda azalmaktadır. Ancak bir kısım hastada bu tip ishaller azalmakla beraber, ömür boyu bu şekilde devam edebilir.

- Kötü Kokulu Gaz Çıkartma: Özellikle yağ emilimi bozulduğu için, yağlı öğünlerden sonra daha belirgin olarak kötü kokulu gaz çıkartma şikayeti olabilir.

- Ömür Boyu Destek Tedavisi: Emilim bozukluğuna bağlı olarak düzenli olarak hayat boyu vitamin ve mineral desteği alınması gereklidir. Bu nedenle düzenli doktor kontrolünde kalmak çok önem taşır. Özellikle demir ve vitamin B12 eksikliği, anemi yani kansızlık açısından önemlidir. Hastalarımızın ameliyattan sonra D vitamini ve Kalsiyum almasına dikkat ederiz. Kalsiyum eksikliğinde kemik erimeleri ve buna bağlı kırıklar görülebilmektedir.

- Safra Kesesi Taşı: Biliopankreatik Diversiyon-Duodenal Switch (BPD-DS) ameliyatından sonra değişen ince bağırsak hormonlarının buna neden olduğu düşünülmektedir. Normalde duodenumdan salgılanan ve salgısı gıdalar duodenuma girdiğinde uyarılan kolesistokinin hormonu, safra kesesinin kasılmasını ve içindeki safrayı duodenuma boşaltmasını sağlar. Biliopankreatik Diversiyon-Duodenal Switch (BPD-DS) ameliyatında duodenum gıda geçişinden ayrılır. Sadece karaciğerden gelen safranın iletim kanalı olarak işlev yapar. Duodenuma gıda girmediği için kolesistokinin hormonunun salgısıda azalır. Safra kesesi düzenli ve yeterli olarak kasılamadığı için, içindeki safra aynen zeytin yağı gibi tortulanır ve çökelti oluşur. Bu çökeltilere safra çamuru adı verilir. Zamanla bu safra çamurları safra kesesi taşı olarak karşımız çıkar. Birçok merkez gibi bizde, ameliyat esnasında safra kesesini almayı hastalarımıza öneriyoruz.

- Protein Eksikliği: Biliopankreatik Diversiyon-Duodenal Switch (BPD-DS) ameliyatı ile karbonhidrat ve yağ kaynaklı kalori alımınız kısıtlanır. Çünkü bu besinler aşırı miktarda alındığında ince bağırsağa çok miktarda su çekmeleri nedeniyle hastalarda şiddetli karın ağrısı, şiddetli kusma, öğürtü, hipotansiyon, baş dönmesi ve bayılma ile sonuçlanan bir durum ortaya çıkar. Bu duruma Dumping Sendromu adını veriyoruz. Dumping sendromu aslında olmasını beklediğimiz ve istediğimiz bir sonuçtur. Çünkü ameliyat etkisini bu yönüyle de güçlendirmektedir. Ancak eğer bu etkilerden çekinip et ve et ürünlerinden yemeyi de azaltırsanız, çok halsiz ve bitkin kalırsınız. Çünkü vücudunuzun proteine ihtiyacı vardır.

Yağ ve karbonhidrat kaynaklı enerjisi azalan vücudunuz, kaslarınızdaki proteinleri enerji kaynağı olarak kullanmaya başlar. Kaslardaki proteinleri glukoza (yani basit şekere) çevirerek kullanmaya başlar. Protein alımında yetersiz kalırsanız, kas kitleniz gittikçe azalır. Halsizlik ve aşırı yorgunluk olur. Ağır beslenme yetersizliğinde hastanede yatırılmanız ve bir süre damardan serum ve beslenme sıvıları ile tedavi edilmeniz gerekebilir.
 

Biliopankreatik Diversiyon-Duodenal Switch (BPD-DS): Cerrahiye Bağlı Riskler

- Kaçaklar: Bütün sindirim sistemi cerrahilerinde oluşabilecek risklerin başında gelir. Duodenal Switch cerrahisinde mide boyunca olan uzun kesi hattı ve iki tane bağlantı noktasında bu riskler mevcuttu. Benim tekniğimde midede ki kesi hattı kendi üzerine ikinci bir dikiş hattı ile kapatılır. Midenin çıkışına ince bağırsağın bağlanmasında stapler denilen aletleri kullanmadan, bu bağlantıyı tamamen el ile iki kat dikerek yapıyorum. Ameliyat esnasında ek bir sızdırmazlık testi yapmıyorum. İnce bağırsakların birbirine bağlandığı aşağı anastomozdan kaçaklar hiç görülmeyecek kadar azdır. Çünkü oradaki bağlantıda gerginlik yaratacak bir geçiş olmaz. Bu nedenle bu anastomozu stapler ile yaparak ikinci kat dikişi yine el ile koyuyorum. Bu şekilde kaçaklar en alt düzeye indiriliyor.

- Karın içi Apseler: Genelde gözden kaçan küçük kaçaklar nedeniyle görülür. Birçoğu ameliyata gerek olmadan boşaltılarak rahatça tedavi edilir. Bu durumda bir süre damar içinden antibiotik almanız gerekir. Bu nedenle hastanede yatırılırsınız.

- Pulmoner Emboli ve Derin Ven Trombozu: Bacak toplar damarlarınızdan akciğer pıhtı kaçması nedeniyle olur. Çok hafif nefes darlığından ölümcül akciğer krizine kadar farklı tablolarda görülebilir. Morbid obezitesi olan bütün hastalarda ve her türlü ameliyatta ortaya çıkabilen bir sorundur. Biliopankreatik Diversiyon-Duodenal Switch (BPD-DS) ameliyatından önce ve sonra kan sulandırıcı iğneler bu sorunu önlemek için yapılır. Ameliyattan sonra hemen ertesi gün yürütülmeye başlarsınız. Hareket etmeniz özellikle baldır toplar damarlarınızda pıhtı oluşmasını engeller. Alınan bütün önlemlere rağmen pulmoner emboli riskiniz yok olmaz.

- Barsak Tıkanıklığı: Biliopankreatik Diversiyon-Duodenal Switch (BPD-DS) ameliyatında barsak tıkanıklığı ameliyattan haftalar sonra meydana gelebilir. Bulantı, kusma ve karında şişkinlik olur. Karın ağrısı eşlik eder. Halsizlik ve baygınlık olabilir. İnca bağırsağın ortasından kesilip yukarıya çekilmesi ile oluşan açıklıklardan başka ince barsak bölümleri geçerken sıkışabilir. Bu açıklıklarda bağırsakların sıkışmasına iç fıtıklar (internal herniasyon) adı verilir. Bu delikler ameliyat esnasında dikişler ile kapatılır. Bu şekilde hem iç fıtıkları hem de bağırsak tıkanıklığını tamama yakın olarak engelleriz.

- Yara İnfeksiyonları 
- Akciğer infeksiyonları 
- Geçici Böbrek Hastalıkları: Ameliyattan sonra susuz kalırsanız böbrekleriniz yorulur. Yeterli idrar yapamaz. Bu durum sizi halsiz ve bitkin düşürür. Bu takdirde hastanede damardan serum ile tedaviniz gerekir. Bu durum büyük çoğunlukla bir iki gün içinde rahatça düzelir. Çok nadir vakalarda geçici olarak kanınızı filtreden geçirmek gerekebilir. Bu işleme hemodiyaliz adı verilir. Geçici böbrek yetersizliği olduğunda böbreklerinizi bir süre dinlendirmek amacıyla uygulanır. 
 

Kime ve Ne Zaman BPD-DS?

Biliopankreatik Diversiyon-Duodenal Switch (BPD-DS) ameliyatı mükemmel kilo kaybı ve uzun dönemli kontrol sağlar. Bu etki gücü, obeziteye bağlı ek hastalıklar üzerinde de belirgin olarak kendini gösterir. Obeziteye bağlı ek hastalıkların başında Tip 2 Diyabet (yani şeker hastalığı), Hipertansiyon, Hiperlipidemiler (Kötü kolesterolde artış), Uyku-Apne Sendromu (Şişmanlığa bağlı uykuda nefes alamama) gibi ölümcül sorunlar gelmektedir. Bu ve benzeri başka birçok hastalığın sadece obeziteye bağlı olarak ortaya çıkabileceği artık kabul edilen bir gerçektir. Obeziteye bağlı gelişen bu hastalıkların toplamına “Metabolik Sendrom” adını veriyoruz. 

Biliopankreatik Diversiyon-Duodenal Switch (BPD-DS) ameliyatı Metabolik Sendromu olan hastalarda mükemmel sonuçlar elde etmektedir. Özellikle BMI (yani vücut kitle indeksi) 50 kg/m2 olan hastalarda tek defada uygulandığında, fazla kilonun % 85’inin verilmesini sağlar. Bu büyük kilo kaybı sayesinde metabolik sendroma ait belirti ve bulgular da hızla düzelir. 

Biliopankreatik Diversiyon-Duodenal Switch (BPD-DS) ameliyatı son on yıl içinde dünyada çok sayıda merkez tarafından, küçük değişikliklerle daha düşük BMI değerine sahip, hatta morbid obezitesi bile olmayan yani BMI 40 kg/m2 altında olan hastalarda, şeker hastalığının tedavisi için uygulanmaya başlanmıştır. Bu hastalarda şeker hastalığını çok güçlü şekilde kontrol etmekte hatta büyük çoğunluğunda belirtileri tamamen ortadan kaldırabilmektedir. 

Obezite (yani tedavi edilmesi gereken şişmanlık) nedeniyle Mide Bandı yada Roux-en-Y Gastrik Bypass ameliyatı olan ancak yeterli kilo kaybı elde edemeyen, yada verdiği kiloları geri almaya başlayan hastalarda, kalıcı tedavi ve uzun dönemli kilo kontrolü açısından tercih edilen bir ameliyattır. Özellikle kalorili gıdaların sık tüketimi mide bandı ve sleeve gastrektominin başarısını çok düşürmektedir. Bu hastalarda aşırı kalorilerin emilmesinin kısıtlanması mutlaka gereklidir. Biliopankreatik Diversiyon-Duodenal Switch (BPD-DS) ameliyatı hem mide hacminde bir miktar kısıtlama yapar, hem de alınan yağlı gıdalar ve karbonhidratların büyük oranda emilmeden atılmasını sağlar. Bu şekilde diğer ameliyatlardan sonra kilo almaya başlayan hastalarda bile, mükemmel sonuçlar alınmasını sağlar. 
 

Biliopankreatik Diversiyon-Duodenal Switch (BPD-DS) Sonrası Diyet

Biliopankreatik Diversiyon-Duodenal Switch (BPD-DS) ameliyatı yediğiniz yemeğin miktarını azaltır ve vücudunuzun fazla kalorileri almamasını sağlar. Her iki etki de sizin kilo almamanızı sağlar.

- Doğru Yeme Alışkanlığı İçin Bilmeniz Gerekenler
- Küçük miktarlarda yiyin. Ameliyatınız sonrası mideniz yarım kaseden az miktarda yiyecek ile dolacaktır. Bundan fazlasını yemeye çalışmanız şişkinlik, karın ağrısı, bulantı ve kusma yapabilir. Zaman geçtikçe yeme kapasiteniz küçük bir porsiyona kadar artacaktır.
- Doyma hissine ulaştığınızda yemek yemeyi bırakın.
- Gün içinde ne yediğinizi bir yere not alın. İlk günlerde günde 5-6 kez yemek yemeniz gerekecektir. Çünkü bir defada yiyebileceğiniz et yada et ürünleri günlük almanız gereken protein miktarını tek başına karşılamaz. Zaman geçtikçe mide kapasiteniz artacak ve daha az sıklıkta yemeniz mümkün olacaktır.
- Yavaş yemek yemeye alışın. Yemeklerinizi hızla yerseniz bulantı ve kusma ihtimali artar. Unutmayın geniş de olsa Duodenal Switch ameliyatında da mideniz eskisine göre daha incelmiş bir boru haline getirilir. Eğer onu hızla doldurursanız alt kısımda bulunan havanın çıkışı engellenir ve yiyecekler ağzınıza gelir. Midenin altında sıkışan hava midenizi şişirerek gerer ve şiddetli karın ağrısı yapar. Bunu engellemek için lokmalarınızı küçük alın ve çok çiğneyin.
- Günde en az 100 gr protein tüketin: Protein alımınızda hiçbir kısıtlama yoktur. aksine ne kadar fazla et ve et ürünü tüketirseniz, halsizlik ve yorgunluk o kadar az olacaktır. Ameliyattan sonra erken dönemde protein içeriği yüksek hazır mamalar tüketmeniz gerekebilir. Zaman geçtikçe sizin kendi alımınız yeterli derecede artacaktır.
- Yağlı yiyeceklerden uzak durun: Duodenal Switch olduğunuzda vücudunuz yağları eskiden olduğu gibi sindiremez. Yağlı öğünlerden sonra dışkılamanız sıklaşır, ishale döner ve kötü kokmaya başlar. Ayrıca yağlı beslenmeniz kilo kaybınızı yavaşlatabilir.
- Hamur işleri, tatlılar ve unlu yiyeceklerden uzak durun: Şekerli ve beyaz unla yapılmış hazır tatlılardan uzak durun. Bu tür karbonhidratları tüketmeniz bulantı ve kusma hissini tetikleyebilir. Karın ağrısı ve şişkinlik yapabilir. Ayrıca kilo kaybınızı durdurur. Bol bol lifli sebze ve meyveler yiyebilirsiniz. Ekmek yiyecekseniz tam tahıllı lifden zengin doğal ekmekleri tercih edin.
- Yemeklerle beraber su içmeyin: Katı gıdayla beraber su içmeye çalışmayın. Yutmayı kolaylaştırmak için lokmaların peşinden su içmeyin. Aksi takdirde yeni midenizin içinde ani basınç artışı olur. Kusmaya kadar varan ağrılar ve bulantı olur. Yemeklerden yarım saat önce ve sonra su içebilirsiniz. Suyu yada sıvı içeceklerin tümünü yavaş yavaş için. Çorbalar bunlara dahildir. Aşırı kalorili sıvılar almayın.
- En güzel içecek içme suyudur.
- Gazlı içecekleri tüketmeyin. 

Bu ilkeler hayatınız boyunca uyacağınız ilkeler olacaktır. Elbette kişiden kişiye farklılıklar olabilir. Bunları diyetisyeninin ve doktorunuzla paylaşmanız faydalı olacaktır. 

Ameliyattan sonra ilk bir hafta tamamen tanesiz berrak içecekler içebilirsiniz. Daha sonra yavaş yavaş daha yoğun içecekler denemeye başlanacaktır. Taze sıkılmış meyve suları, yağsız sütler bunlar içinde sayılabilir. Bir aydan sonra püre edilmiş yiyecekler daha iyi tolere edilmeye başlanır. Bu günlerde iyi pişmiş kıymalı sebze yemekleri ideal olacaktır. 

Bu döneme kadar ki protein ihtiyacınız için peynir ezmeleri, yumuşak rafadan yumurta, yağsız sütler ile karşılanacaktır. Ancak ilk aylarda PROTİFAR® gibi hazır protein tozları yada CUBITAN® gibi protein içeriği yüksek mamalar ile destek almanız gerekecektir. 

İlk aydan sonra iyi pişmiş beyaz et (tavuk ve balık) yemeklere eklenir. İki aydan sonra her türlü gıdayı taze olmak ve iyi pişirilmek şartıyla yemeye başlayacaksınız. 

Ameliyat sonrası diyetiniz diyetisyen tarafından günü gününe planlanacak ve yazılı olarak size verilecektir.
 

Duodenal Switch ve Vitamin-Mineral Desteği

Biliopankreatik Diversiyon-Duodenal Switch (BPD-DS) ameliyatı planlanan bütün hastalar ameliyat öncesi beslenme parametreleri açısından standart olarak mutlaka değerlendirilir. Temel vitamin ve mineral düzeylerinin ameliyat öncesi dönemdeki durumu saptanır. Hiçbir vitamin yada mineral eksikliğiniz bulunmasa bile bir takım ilaçları ameliyat öncesi başlıyoruz. 

- Ameliyat Öncesi Hazırlık:
Dodex 1000mcg ampül: B12 vitamini içerir. Ameliyat öncesi tek doz kalçadan yapılır. İlk yıl boyunca 3 ayda bir yapılmaya devam edilir.

Venofer Ampül: Demir takviyesi için damardan uygulanır. Ameliyattan 10 gün önce başlanır. Üç günde bir toplam üç ampül uygulanır.

- Ameliyat sonrası vitamin desteği:
• Vitaminlerinizi ömür boyu almanız gerekecektir. İlk günlerde tabletleri yutamazsınız. Kendinize küçük ve temiz bir havan alın ve bütün vitaminlerinizi almadan önce bu havanda döverek toz haline getirin.
• SUPRADYN® draje 2 tane/gün
• APİKOBAL® tablet 2 tane/gün
• Cal-D-Vit A 1000 mg efervesan tablet 4 tane/gün
• Vegaferon Fort film tablet 100 mg 2 tane/gün 

İlaçlarınız ve vitaminlerinizi hangi şekilde ve hangi öğünlerde alacağınız ameliyat sonrasında size basılı olarak verilecektir. Ameliyattan sonra verilen ilaçlarınızı düzenli ve doğru şekilde kullanmanız, Biliopankreatik Diversiyon-Duodenal Switch (BPD-DS) ameliyatından en üst düzeyde yarar sağlamanızı sağlayacaktır.